Küçükken, çok değer verdiğim bir arkadaşımla birbirimize ucuz sorular sorarak vakit geçiriyorduk. “Anneni mi tercih edersin babanı mı? Plüton mu Platon mu? Garaj mı bagaj mı?” Ayaklarımızı duvara yaslamış tavana bakıyorduk. Bir ara, “Müziği mi daha çok seviyorsun beni mi?” diye sormuştum. Cevap vermemişti. “Yani benim sesimi mi bir daha duymamak istersin yoksa notaların sesini mi?”
“Senin sesini.” demişti. “Müzikten vazgeçemem.”
5 yaşındaki bir çocuk için fazla soğuk davrandığını düşünmüştüm. Hep böyle dürüst olmak zorunda mıydı? Asla seçim yapmasının gerekmeyeceği bir konuda, yalan söylese olmaz mıydı?
Ben, onun sesini duymak istemiştim. Dişsiz ağzından fırlayan, paket paket sigara içmiş gibi çıkan, kırık sesini. Üstelik, dürüsttüm. Ne tuhaf!
The Rolling Stones’un Angie şarkısının başında John Travolta’nın “Angiee!” diye bağırmasını isterdim.